Erken gelmiş bir
bahar günü, ormanda yalnızdım, ormanın seslerini dinliyordum. Son üç yıldır
süregelen çırpınmalarımı, Tanrı'yı arayışımı, sürekli bir biçimde sevinçten
umutsuzluğa sıçrayışlarımı düşünüyordum... Birden, ancak Tanrı'ya inandığım
sıralarda yaşadığımı anladım. Sırf onu düşünmekle bile, yaşamın sevinçli
dalgaları kabarıyordu benliğimde. Çevrede her şey canlanıyor, her şey bir anlam
kazanıyordu. Ama Tanrı'ya inanmamaya başladım mı yaşam duruveriyordu.
Tolstoy,
İtiraflarım'dan
Tolstoy, İnsan Ne
İle Yaşar'daki tüm öykülerinde insanın özünde iyilik olduğunu vurgular. Şeytan
ve meleği temsil eden karakterleri öykülerinde kullanarak, insanın er ya da geç
iyiliğin peşinden gidebileceğini anlatmak ister.
Tolstoy 1885'te
yayımlanan bu esere adını veren İnsan Ne İle Yaşar adlı öyküde, insanların
özünde iyilik olduğunu ve durum her ne olursa olsun iyilik yapması gerektiğini
anlatır. Peki insanların içinde hiç mi kötülük yoktur? diye bir soru akla
geldiğinde ise yazarın başka bir öyküsüne göz atmak yeterli olacaktır. İnsana
Ne Kadar Toprak Lazım hikâyesinde de bu sorunun cevabını buluruz.